top of page

Arjantin Son Bölüm – Son Tango


Tarih: 29 Aralık 2010

Gün: Çarşamba

Yer: Buenos Aires

Çalakalem: Yarın Sao Paolo üzerinden Londra’ya döneceğiz. Sao Paolo’da 3 saat bekleyecekmişiz. Umarım uçaktan çıkmamıza izin verilir bu süre içinde. Çok uzun bir yolculuk olacak!

Dancing in La Boca

Buenos Aires’in diğer koloniyal İspanyol şehirlerini benzememesinin nedeni, 19. y.y.’ın sonlarından 1930’lara kadar Arjantin dünyanın en zengin beşinci ülkesi iken, şehrin tamamen ünlü mimarların ellerinden geçip, Paris, Madrid ve Roma gibi büyük ve ünlü şehirlere benzemesinin istenmiş olması.

Arjantin bir İspanyol kolonisi olsa da zamanında en çok göçmen İtalya’dan, sonra İspanya’dan gelmiş. Üçüncü sırada Almanlar bulunuyor. İspanyol kolonileri içinde en çok İrlandalı nüfusa sahip ülke de Arjantin. Tam adı Ernesto “Che” Guevara de Lynch olan en meşhur Arjantin ikonlarında biri olan Che de İrlanda asıllıymış.

Arjantinliler çoğunlukla Latin kan ve DNA’ya sahip olsalar da, özellikle Buenos Aires’in altyapısını, limanlarını ve demiryollarını İngiliz firmaları ve göçmenleri inşa etmiş. Palermo gibi meşhur ve zengin mahalleleri Charles Te isimli bir Fransız mimar tarafından düzenlenmiş.

Building in Palermo, Buenos Aires

Banliyöler de katılınca şehrin nüfusu 12 milyon (tüm Arjantin 40 milyon). Güney Amerika’da Sao Paolo’dan sonra en kalabalık ve trafiği en berbat şehri.

Downtown Buenos Aires

Aslında Patagonya’da daha fazla vakit geçirmiş olduğumuza ve Arjantin’in doğasını tatmış olduğumuza şimdi daha çok seviniyoruz, çünkü Buenos Aires’te gerçekten 2 günden fazla vakit geçirmeye gerek yok. Bir nevi Paris’in Amerikan versiyonu.

Elbette Juan ve Eva Peron’un balkonundan halka seslendiği pembe başkanlık sarayı (şu anda cumhurbaşkanının ofisi), kolera ve sarı ateş hastalıklarından muzdarip olmuş ve varlıklı ailelerin bu nedenle terk edip yerine Recoletta Mahallesi’ne yerleştiği San Telmo ve en önemlisi La Boca kesinlikle kendilerine has özelliklere sahip, Arjantin kültürünü barındıran bölgeler.

The Presidential Palace of Buenos Aires

Buenos Aires’in nehri Rio Plata, dünyanın en geniş ikinci nehriymiş (eni 250 km’yi buluyor).

Maradona’yı bir nevi tanrı olarak gördükleri kesin.

Maradona Wall Art Graffiti

Maradona her yerde ve bir nevi turist kapanı.

Maradona Lookalike

The three most famous from Argentina

Maradona’nın oynamış olduğu Boca Stadyum’u da Buenos Aires’in önemli anıtlarından biri olarak gösteriliyor.

Boca Stadium

La Boca Mahallesi, eski limanda kurulmuş bir gecekondu mahallesi. İlk kurulduğu zamanlardan beri gecekondu özelliğini kaybetmemiş.

Shanty towns of Buenos Aires

Hiçbir varlığı olmayan İtalyan göçmenler bu noktaya yerleşmişler ve ellerine ne gelirse (teneke vs) kendilerine bir ev inşa etmişler, sonra da bu tenekeleri boyamışlar.

Tin houses of Buenos Aires

Yani rengarenk La Boca aslında şu anda bir göçmen Disneyland’ı değil.

Cat sleeping on stage in Buenos Aires

Gerçekten de binalar tenekelerden ve gerçekten de rengarenk.

La Boca Door

Şehrin gürültü ve trafiğinden uzakta, her köşesinde tango müziği ve dansı eşliğinde en iyi Buenos Aires havası burada solunur.

Tango dancers in La Boca Restaurant

Tango pictures in La Boca

Güvenlik sorunları nedeniyle sadece gün içinde ve ana caddesinde yürülmesi tavsiye ediliyor.

El Nuevo Almacen

Maalesef dünyanın her yeri gibi turistlerden bir şekilde para koparmak için her türlü yol var.

Fedora Hat in La Boca

Öğle yemeğini hafif geçirmek istediğimizden burada birkaç empanada (inanılmaz lezzetliydi) atıştırdık ama sonra buradaki restoranın kredi kartı kabul etmediğini öğrenince, üzerimizde de nakit olmadığından, ben restoranda beklemek zorunda kaldım, F. de Banco Nacion’un ATM’sinden para çekmek.

Hanging shoes in La Boca

Dönmesi uzun sürdüğünden, masayı İsrailli bir grupla paylaşmak zorunda kaldım ve onlara menüden neler seçmeleri gerektiği konusunda tavsiyelerde bile bulundum.

Turkish flag in La Boca

La Boca’da güvenlice dolaşılabilecek alan oldukça sınırlı olsa da burada kolayca saatler geçirilebilir.

Little girl sitting on stairs in La Boca

Arjantinliler Dulce de Leche’ye (süt reçeli) oldukça düşkünler ve her şeye katıyorlar. Mümkün olsa bifteğin üstüne bile sos olarak koyacaklar. Ama biz dulce de leche’nin dondurmasını Recoletta Mezarlığı karşısında tatmayı tercih ettik. Karamel dondurması gibiydi.

Ama asıl konu, dondurmacıda F.’in ATM’den çektiği 100 pesonun sahte olduğu ortaya çıktı ve bu konuyla ilgili hiçbir şey yapamayacağımız da! Anlaşılan Güney Amerika’da sahte para büyük bir sorun. Sonra araştırdık ve öğrendik ki özellikle 100 ve 50 peso kağıt paralarda turistlerin çok başına gelen bir sorunmuş. Üstelik para Citibank ve HSBC gibi bankaların makinelerinden çekilmiş olsa bile. Bankalar mesuliyet kabul etmiyor ve makinelerin sahte paraları yok ettiğini iddia ediyor ama doğru değil. Arjantin ve Peru’ya gidilmeden önce bir şekilde buraların parası alınmalı ya da ATM’lere bile güvenmeden sadece bankalarda yüz yüze para değiştirilmeli. Başka çaresi yok. Güney Amerika’da büyük bir sorun ve turistlerin çoğunun başına geliyor. Ya da dolarla ödemekte ısrar edilebilir çünkü taksiler bile genelde Amerikan doları kabul ediyor.

Recoletta Mezarı’nda Eva Peron’un mezarı, daha doğrusu ailesinin Duarte ismi altında mozolesi bulunuyor. Kendisi de kocasının mozolesinde değil, ailesiyle gömülmüş.

Cat in Recoletta Cemetary

Asıl ilginç olan bu mezarlığın kendi içinde bir şehir gibi olmasıydı.

Streets of Recoleta Cemetary

Sokakları var ve her mozole bir bina, bir tapınak sanki.

Big tombs of Recoleta Cemetary

Her birinin içinde iki aile, özellikle Buenos Aires’te bolca bulunan evsizler rahatça yaşayabilir.

Black and White Recoleta Cemetary

Çok şaşırtıcıydı.

Surprised by Recoleta Cemetary

Ölümden sonra bile statüye önem veren zenginlerin mezarlığı…

Statues of Recoleta Cementary

Mother and baby Recoleta Cemetary

Girl and Dog Recoleta Cemetary

Buenos Aires’teki ve Güney Amerika’daki son gecemizi San Telmo’da El Viejo Almacen isimli restoranda Arjantin yemeği yiyerek ve aynı isimli tango tapınağı olarak kabul edilen kabarede tango gösterisi izleyerek geçirdik. Tüm Güney Amerika gezimize hoş bir nokta koymuş olduk.

Tango Couple

Yemekte en çok dikkatimi çeken unsur, ekmekle ikram ettikleri sostu. Aynı bildiğimiz acılı ezmeye zeytin ve kekik eklenmişti. Parmak yalatacak kadar lezzetliydi.

Güney Amerika gezimiz sırasında Brezilya’da samba, Arjantin’de tango yapabilmeyi çok isterdim ama ne yazık ki böyle bir olanak olmadı.

Back Lean Tango

Yine de bu geceki tango gösterisi akrobatik hareketleriyle tüylerimi diken diken edici kadar heyecan vericiydi yer yer.

Super back lean Tango

Güney Amerika’yı çok sevdim ve Rio, Patagonya ve La Boca gibi yerleri özleyeceğim. Uzun zamandır Londra’dan, yani evden uzakta olmamıza rağmen, kendimizi ne yorgun hissediyoruz ne de evimizi özlemiş. Peru’da Aguas Calientes dışında her yeri hemen evimiz benimseyebildik ve hemen rahat edebildik.

Tekrar sürekli olduğu gibi buraları da görebilmiş olmaktan ve dileklerimin gerçekleşmiş olmasından dolayı ne kadar şanslı olduğumu düşünmekten ve bu nedenle bir nevi suçlu hissetmekten kendimi alı koyamıyorum. Hep bir nedeni olmalı diye düşünüyorum. Belki de tek görevim, Yaratan’ın bana verdiği hayatı yaşamak.

bottom of page