Küçük çocuklarla tatil yapamamak fikriyle barıştık. Konaklama seçeneklerimiz çocuk kulüplerine sahip kalabalık otellerle sınırlı. Bununla birlikte, hala sessiz, biraz doğa içinde, yol veya araba gürültüsünden uzakta olmaya özlem duyuyorum. Ne yazık ki, Marbella Corfu Hotel bir hayal kırıklığı oldu.
Orta kalitedeki akşam yemeği ve kahvaltı da bu duruma katkıda bulunuyor. Otelin karşısında plaj var. Karayola çıkmak zorunda kalmadan ulaşabilmek mümkün olsa da, arabaları sahilden duymak hoş değil. Suni kumla dolu bir güverte. Güvertede olmayan kısım tamamen çakıl taşlarıyla dolu. Hiçbiri küçük çocuklu aileler için uygun değil.
Korfu muazzam potansiyele sahip bir ada. Güzel sulara, yemyeşil ormanlara, görkemli tepelere, harika manzaralı güzergahlara sahip. Ancak, bunu büyük üzüntü ile belirtiyorum ki çok inşaattan mustarip olmuş ve kalabalık. Bu, tüm çekiciliğini ortadan kaldırıyor ve benim için en güzel Yunan adalarının ilk 3'ünde yer alamıyor.
Öte yandan, Korfu'nun tarihi merkezi mükemmel seçenekler sunuyor. Venedik, İngiliz ve Yunan mimarisi ile yaşam biçiminin ilginç bir karışımı. Hatta bir kriket zemini var!
Birleşik Krallık Kraliçe’si Elizabeth’in eşi Prens Philip'in doğduğu yer olan Mon Repas, konumu ve parkı sebebiyle ziyaret etmek için harika bir yer ve burada Korfu'nun eskiden neye benzediğini ve ne olacağını daha iyi kavrayabilirsiniz.
Yerliler ve edebiyat meraklılarının iyi tanındığı ve İngiltere’de haklarında dizi ve filmler çekilmiş olan Durrells ailesinin izini sürmek, adayı daha iyi keşfetmemize yardımcı oldu. Daffodil Villa ve terkedilmiş köy Danilia (dizinin çekim yerleri), adanın en heyecan verici mekanlarından bazıları. Özellikle, Venedikli bir tüccar tarafından etkileyici, güzel peyzajlı bir arazide inşa edilmiş olan Daffodil Villa, gerçek bir güzellik sunuyor
Adanın en güzel kumsalları batı kıyısında yer almakta. Doğudan tamamen kaçının. Agios Gordios Plaji'na giderken, Avusturya İmparatoriçesi Sisi'nin Achilleon'da ve güzel Benitsas köyünde inşa ettiği etkileyici yapılardan geçilerek gidiliyor. Batı kıyısı, yüksek kayalık oluşumlarıyla oldukça dramatik bir görünüm sunuyor.
Aşil Sarayı kesinlikle her bakımdan enfes. Zaten adaya giderseniz mutlaka ziyaret edin. Üstelik, sarayı çevreleyen Achilleon Köyü, Yunanistan'da karşılaştığım en güzel köylerden biri.
İçimdeki bir his bu adanın kalabalıklar gittikten sonra, sezon dışında daha hoş olduğunu söylüyor.