top of page

Koyu Yeşil ve Gülümseyen Yüzler: Huzurlu Bangladeş


Üniversitede Bangladeş’li arkadaşlar edinmeden evvel, bu ülke hakkında tek bildiklerim başkentlerinde ana caddelerden birinin Kemal Atatürk Caddesi olduğu ve Hollanda gibi deniz seviyesinin altında toprakları olduğu için sık sık sellere maruz kaldığı idi. Güney Asya’da Hindistan ve diğer komşuları kadar adı bilinip, ziyaret edilmeyen Bangladeş turizm hezimetine henüz uğramadığından, vahşi doğasını koruyabilmiş, meşhur Kraliyet Bengal kaplanlarının anavatanı olma özelliğini sürdürebilmiş, alternatif bir seyahat olanağı sağlayan, sürprizlerle dolu bir ülke.

Öncelikle Bangladeş’i özel ve ziyarete değer kılan insanları. Yaşamları boyunca çektikleri tüm yokluk, açlık, fakirlik ve doğal afetlere rağmen, mutluluk endekslerinde dünya sıralamalarında hep ön sıralarda yer almış. Bangladeş insanının yüzünden gülümseme hiç eksik olmuyor. İnsan ilişkileri dünya rekabet ortamına çok açılmamış olsalar gerek hep çok masum, sevecen ve kibar. Turizmin yerel halkı paragöz yaptığı ve hatta zaman zaman kabalaştırdığı Hindistan gibi bazı ülkelere nazaran, Bangladeş’liler saf, hoşgörülü ve misafirperver.

Bangladeş’i gezerken buranın dünyanın en fakir ülkelerinden biri olduğunu ve 150 milyonluk bir nüfusla baş etmeye çalıştığını akıldan çıkarmamak lazım. Bu durum başkent Dakka ve Himalaya yakınlarındaki Silhet gibi şehirlerde çarpık ve çirkin yapılaşmaya ve kaldırımlarda başlarında çatı olmadan yaşayan sayısız evsize sebep olmakta. Halbuki Bangladeş’i Bangladeş yapan sayısı 68 bini bulan köyleri. Yoğun tropik ormanların yarattığı dolambaçlar arasına saklanmış köylerde Moğol İmparatorluğu’ndan kalma köprüler, camiiler, Budist ve Hindu tapınakları bulmak mümkün. Bütün yokluklar içinde köy ve köylülerin temizliği çok şaşırtıcı. Toprak ve ağaçların bereketi, bu fakir ülkeye büyük bir lütuf. Yılda üç-dört kere pirinç ürünü elde edebilen, ekilen bir tohumun bir ay içinde yeşerip büyüdüğü tarla ve ormanlarda gezinen maymunlara ve diğer vahşi hayvanlara rastlamak yerliler tarafından doğal karşılanıyor. Silhet şehri yakınlarında İngiltere ve dünya çapında içilen çayların yetiştirildiği yemyeşil bahçeler, kauçuk ve mango ormanları, ananas tarlaları ve envai çeşit tropik sebze ve meyvenin kendiliğinden yetiştiği zengin doğayı ziyaret etmek gerçek bir Güney Asya tecrübesini gezginlere yaşatıyor. Hindistan veya Nepal’e yolunuz düştüyse Bangladeş’e de uğrayın. Hindistan’da umduğunuzu bulamaz ve hayal kırıklığı yaşarsanız, Bangladeş’te gerçek ve bozulmamış Güney Asya’yı yaşayabilirsiniz.

Başkent Dakka’da 4 veya 5 yıldızlı otellerde konaklayabilir, Silhet’te çay bahçeleri yakınları ve tropik ağaçların içinde bungalovlardan oluşan butik otellerde doğayı soluyabilir, ülkenin güneyinde balta girmemiş Sundorbon ormanlarında Bengal kaplanlarını görmeyi deneyebilir, dünyanın en uzun plajı olan Cox’s Bazaar’da güneşlenebilirsiniz. Tüm karmaşa ve kalabalığına rağmen Bangladeş ziyaretçilerine sükûneti ve stresten arınmış bir tatili garanti ediyor.

bottom of page