Seyahatlerim içinde belgelemediğimden dolayı pişman olduğum ülkelerden biridir İtalya. Tarih, sanat, kültür, mutfak, din ve peyzaj açısından bu kadar zengin bir ülke hakkında kısa bir blog yazmak aslında haksızlık yapmak olur. Burası kelimenin tam anlamıyla harika bir yer. İtalyan hayat tarzı dışarıdan her zaman "Dolce Vita” olarak görünüyor. Fakat ülkenin güzelliklerine olan hayranlığımı İtalyan arkadaşlara ifade ettiğimde, tepkileri genellikle benim görüşümle uyuşmuyor. Sanırım İtalyan halkı için hayat dışarıdan göründüğü gibi "Dolce" değil. Yerliler için yaşam pahalı, bürokratik, yavaş, zor ve sinir bozucu olabilir ...her yer gibi. Ancak, şahsen bu muhteşem ülke hakkında herhangi bir eleştiride bulunmam mümkün değil.
İtalya, görülecek yerleri, yiyecekleri ve şıklığı ile tüm beklentileri karşılıyor.
Sıcak yaz günlerinde gerçek İtalyan pizzası ve karpuz meyvesuyu eşliğinde Siena’da ortaçağı tadabilir, romantik Floransa’da da Vinci ve Michelangelo’nun dehasına iyice şahit olabilir ve Venedik’in labirentli sokaklarında dolaşırken büyü, gizem, servet dolu tarih ve hatta yeniden İstanbul ile bağlantılar bulabilirsiniz.
Verebileceğim tek tavsiye, Napoli'den adalara gitmeye karar verirseniz, Kapri yerine Pompei’i seçmeniz gerektiği olacaktır. Türk ve Yunan adalarından daha yeni ve hoş bir şey sunmuyor Kapri. Ancak, volkanik afet yüzünden binlerce yıldır küller altında donmuş bir medeniyeti Pompei’den başka nerede görebilirsiniz?